-لأولى
مع الافتتاح
سواء. باب: رفع
اليدين في
التكبيرة ا
83. Namaza Başlamak Üzere Tekbir Getirirken Aynı Anda Ellerin De
Kaldırılması
حدثنا
عبد الله بن
مسلمة، عن
مالك، عن ابن
شهاب، عن سالم
بن عبد الله،
عن أبيه: أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم، كان
يرفع يديه حذو
منكبيه، إذا
افتتح
الصلاة، وإذا
كبر للركوع،
وإذا رفع رأسه
من الركوع
رفعهما كذلك أيضا،
وقال: (سمع
الله لمن
حمده، ربنا
ولك الحمد).
وكان لا يفعل
ذلك في السجود.
[-735-] Salim bin Abdullah babası (İbni Ömer r.a.) nın şöyle dediğini
nakletmiştir: "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem namaz'a başladığı
zaman ellerini omuzları hizasında kaldırırdı. Rükû için tekbir getirdiğinde ve
başını rükûdan kaldırıp doğrulunca aynı şekilde ellerini kaldırırdı ve
(Semi'allahu limen hamideh, Rabbena ve lekel hamd) derdi. Fakat secdelerde
ellerini kaldırmazdı.
Tekrar: 736, 738 ve 739
AÇIKLAMA: Namaza başlarken ilk tekbirle birlikte ellerin
de kaldırılması gerekir. Bununla ilgili olarak bazı âlimler şöyle demişlerdir:
"Tekbir getirirken aynı anda elleri de kaldırmak cemaatten sağır olanların
namaza başlandığını görmesini sağlar. Kör olanlar ise tekbir getirilince
namazın başladığını anlarlar."
Tekbir getirirken aynı anda ellerin de kaldırılmasıyla ilgili
olarak daha önce bazı inceliklere ve hikmetlere değinmiştik. Burada bir kısmını
tekrar etmek faydalı olacaktır: Elleri kaldırmak dünyayı elimizin tersiyle
atıp bütün varlığımızla Allah'a kulluğa yönelmeyi simgeler. Elleri kaldırmak
Allah'a tam anlamıyla teslim olduğumuzu ve boyun eğdiğimizi ifade eder; böylece
Allah en büyüktür derken ellerimizi de kaldırarak sözümüzü fiilimizle tasdik
etmiş oluruz. Elleri kaldırmak başlamakta olduğumuz eylemin, namazın ne kadar
önemli ve yüce bir amel olduğunu gösterir.
Rebî şöyle demiştir: birgün İmam Şafiî'ye "Namazda elleri
kaldırmanın anlamı nedir?" diye sordum bana şöyle dedi: "Cenâb-ı
Hakkı yüceltmek ve Resulünün sünnetine bağlı olduğunu ifade etmek anlamına
gelir." İbn Abdilberr, İbn Ömer'in şöyle dediğini nakletmiştir:
"Elleri kaldırmak namazın zinetidir." Ukbe İbn Amir şöyle demiştir:
"Ellerin her kaldırılması için on sevap yazılır; her parmak için bir
sevap vardır." İmam Nevevî Müslim şerhinde şunları söylemektedir:
"Namaza başlarken tekbirle birlikte elleri kaldırmanın müstehap olduğu
konusunda icma vardır... Bununla birlikte namazda gerek ilk tekbirle beraber
gerek rükûya giderken ve rükûdan doğrulurken getirilen tekbirle beraber elleri
kaldırmanın mutlak surette gerekli olmadığı konusunda da icma bulunmaktadır.
Dâvûd ez-Zâhirî'nin ilk tekbirde elleri kaldırmayı mutlak gereklilik olarak
gördüğüne dair bir görüş rivayet edilmiştir. Mensubu bulunduğumuz Şafiî
mezhebi âlimlerinden Ahmed İbn Seyyar da bu görüşü benimsemiştir."
Konuyla ilgili olarak serdedilen en tutarlı ve kabul edilebilir
görüş İbnü'l-Münzir'e aittir: "Resulullah'ın namaza başladığında tekbir
getirirken ellerini kaldırdığı konusunda Müslümanlar arasında hiçbir görüş
ayrılığı bulunmamaktadır." İbn Abdilberr'in görüşü de aynı niteliktedir:
"Alimler namaza başlarken elleri kaldırmanın caiz olduğu konusunda icma
etmişlerdir." Ancak ilk tekbirde elleri kaldırmanın vacib olduğunu
söyleyenler arasında Evzâî, İmam Buhârî'nin hocası Humeydî, Hâkim'in
naklettiğine göre Şâfiîler'den İbn Huzeyme ve Kâdî Hüseyin'in naklettiğine göre
Ahmed İbn Hanbel gibi alimleri sayabiliriz.
İbn Abdilberr şöyle demiştir: "İlk tekbirde elleri
kaldırmanın gerekli (farz) olduğunu kabul eden âlimlerin hiçbiri eller
kaldırılmadığı zaman namazın geçersiz olacağını söylememiştir. Sadece Evzâî ve
Humeydî kendilerinden nakledilen bir rivayete göre bu durumda namazın geçersiz
olacağını söylemişlerdir."
Hanefî âlimlerinden bir kısmının naklettiğine göre Ebu Hanife
ilk tekbirde ellerini kaldırmayan kişinin günahkâr olacağını söylemiştir.
باب: رفع
اليدين إذا
كبر، وإذا
ركع، وإذا رفع.
84. Namaza Başlarken, Rükûya Giderken Ve Rükûdan Doğrulurken
Tekbir Getirilince Elleri Kaldırmak
حدثنا
محمد بن مقاتل
قال: أخبرنا
عبد الله قال:
أخبرنا يونس،
عن الزهري:
أخبرني سالم
بن عبد الله،
عن عبد الله
بن عمر رضي
الله عنهما
قال: رأيت
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم إذا قام
في الصلاة،
رفع يديه حتى
تكونا حذو
منكبيه، وكان
يفعل ذلك حين
يكبر للركوع،
ويفعل ذلك إذا
رفع رأسه من
الركوع،
ويقول: (سمع
الله لمن
حمده). ولا
يفعل ذلك في
السجود.
[-736-] Abdullah İbn Ömer (r.a.) şöyle demiştir: "Resûlullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in namaza başladığında ellerini omuzları hizasına
kadar kaldırdığını gördüm. Tekbir alıp rükûya giderken ve rükûdan başını
kaldırıp (Semi'allahu limen hamideh) diyerek doğrulurken de aynı şekilde
ellerini kaldırırdı. Fakat secdelerde bunu yapmazdı."
حدثنا
إسحق الواسطي
قال: حدثنا
خالد بن عبد
الله، عن
خالد، عن أبي
قلابة:
أنه
رأى مالك بن
الحويرث: إذا
صلى كبر ورفع
يديه، وإذا
أراد أن يركع
رفع يديه،
وإذا رفع رأسه
من الركوع رفع
يديه، وحدث:
أن رسول الله
صلى الله عليه
وسلم صنع هكذا.
[-737-] Ebu Kılâbe (r.a.)'den nakledildiğine göre kendisi bir gün Mâlik
İbn Huveyris'i namaz kılarken görmüştü. Mâlik namaz'a başlamak üzere tekbir
getirdiğinde, rükûya giderken, rükûdan başını kaldırıp doğrulurken ellerini
kaldırmış ve Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in de aynı şekilde namaz
kıldırdığını söylemişti.
AÇIKLAMA: İmam Buhârî bu konuyla ilgili olarak müstakil
bir cüz telif etmiştir. Söz konusu
telifinde Hasan-ı Basrî ile Humeyd İbn Hilal'den ashâb-ı kiramın bu şekilde
ellerini kaldırdıklarını nakletmiştîr.
İmam Buhârî şöyle demiştir: "Hasan-ı Basrî ashabın namazda
ellerini kaldırdıklarını söylerken onlardan hiçbirini istisna etmemiştir.
İbn Abdilberr: "Rüku’ya giderken ve rükûdan doğrulurken
ellerini kaldırmadıkları nakledilen herkes hakkında bunu yaptıklarına dair
rivayetler de nakledilmiştir. Sadece Abdullah İbn Mesud'dan elini kaldırdığına
dair bir rivayet nakle-dilmemiştir" demektedir.
Muhammed İbn Nasr el-Mervezî şöyle der: "Kûfeliler hariç
diğer şehirlerde yaşayan bütün âlimler rükûya giderken ve rükûdan doğrulurken
elleri kaldırmanın meşruiyeti konusunda icma etmişlerdir.
İbni Abdilberr şöyle demiştir: "İbnü'l-Kâsım dışında hiç
kimse İmam Mâlikten bu iki durumda ellerin kaldırılmaması gerektiğine dair bir
görüş rivayet etmemiştir.
Bizim (Şafilerin) kabul ettiğimiz görüş Abdullah İbn Ömer
hadisine dayanarak ellerin kaldırılması gerektiği yönündedir. İbn Vehb ve
diğerlerinin İmam Mâlikten naklettikleri görüş de budur. Tirmizî de Mâlikten
ellerin kaldırılması gerektiği dışında bir görüş nakletmiş değildir. Hattâbî
ve bu konuda onun görüşünü sürdüren Kurtubî, bu görüşün İmam Mâlikten
nakledilen en son ve en doğru görüş olduğunu söylemişlerdir. Ben
İbnü'l-Kâsim'dan nakledilen görüş dışında Mâlikîler'in ellerin kaldırılmaması
gerektiğine dair bir iddialarının olduğunu görmedim.
Hanefîler'in bu konudaki dayanakları ise Mücâhidten nakledilen
bir rivayettir. Bu rivayete göre Mücahid bir defasında İbn Ömer'in arkasında
namaz kılmış ve onun ellerini kaldırdığını görmemiştir. Ancak bu rivayetin
senedinde problem bulunmaktadır. Çünkü bu rivayetin senedinde bulunanlardan Ebû
Bekir İbn Ayyaş ömrünün sonlarına doğru hafıza problemleri yaşamış ve kendisinde
unutkanlık baş göstermiştir.
Bu rivayetin sahih olan yolu ise Salim, Nâfi' ve başka raviler
aracılığıyla gelmiş olanıdır. İki bâb sonra Nâfi' tarafından nakledilen
rivayete yer vereceğiz. Fakat daha fazla kişi tarafından nakledilen rivayetler
her zaman için tek kişinin rivayetinden üstündür. Özellikle de çoğunluğun nakli
bir davranışın varlığını olumlarken (isbât), tek kişinin rivayeti söz konusu
davranışın varlığını olumsuzluyorsa (nefy) isbat eden rivayet tercih edilir.
Bununla birlikte bu farklı iki rivayet arasındaki çelişkiyi cem’
yoluyla gidermek mümkündür. Buna göre Abdullah İbn Ömer ellerin kaldırılmasının
vacip olmadığı görüşündedir ve bazen tekbirlerle birlikte ellerini kaldırdığı
halde bazen kaldırmamıştır.
Ellerin kaldırılmaması gerektiğine dair görüşün zayıf olduğunu
gösteren delillerden bîri de İmam Buhârî'nin ellerin kaldırılması hakkında
telif ettiği kitapçıkta İmâm Mâlik'ten naklettiği Abdullah İbn Ömer'in
davranışıdır; İbn Ömer namaz kıldığında rükûya giderken ve rükûdan doğrulurken
ellerini tekbirle birlikte kaldırmayan birisini görürse onu küçük çakıl taşları
atarak uyarırdı.
Hanefîler'in delillerinden birisi de Ebû Davud'un Abdullah İbn
Mesud'dan naklettiği şu rivayettir: "Resûlullah (s.a.v.)'in namaz kılarken
başlama tekbirinde ellerini kaldırdığını ve daha sonraki tekbirlerde bunu
tekrar etmediğini gördüm."
İmam Şafiî bu hadisin sabit olmadığını söyleyerek reddetmiş ve
şöyle demiştir: "Eğer bu rivayet sabit olsa bile ellerin kaldırılmasının
gerektiğini belirten rivayet, bir davranışın varlığını ortaya koyduğu için
(müsbit), bu davranışın var olmadığını söyleyen rivayete (nâfî) tercih
edilir."
İmam Buhârî ellerin kaldırılmasıyla ilgili olarak hazırladığı
kitapçıkta Abdullah İbn Ömer'den naklettiği bu rivayetin ardından hocası Ali
İbnü'l-Medînî'nin "İbn Ömer'den nakledilen bu hadis dolayısıyla bütün
müslümanların rükûya giderken ve rükûdan doğrulurken ellerini kaldırmaları bir
yükümlülüktür" şeklindeki sözüne yer vererek şöyle demiştir: "Ali
İbnü'l-Medînî yaşadığı dönemdeki en büyük âlim idi."
Hanefîler'den bazılarının elleri kaldırmak namazı bozar
şeklindeki görüşleri ise buna tam anlamıyla zıttır.
Sonraki dönem (müteahhirûn) Mağrib âlimlerinin bir kısmına göre
elleri kaldırmak bid'attir. İmam Buhârî ellerin kaldırılmasıyla ilgili
kitapçığında şöyle demiştir: "Ellerin kaldırılmasının bid'at olduğunu
söyleyenler ashâb-ı kiramı töhmet altında tutmakta ve onlara karşı çıkmaktadır.
Çünkü onlardan hiç birinin elleri kaldırma fiilini terk ettiklerine dair sabit
bir rivayet yoktur. Ayrıca ellerin kaldırılmasıyla ilgili rivayetlerin
senedlerinden daha sağlam senedler de bulunmamaktadır." Her şeyin en
doğrusunu sadece Allah bilir.
İmam Buhârî, on yedi sahabeden ellerin kaldırılmasıyla ilgili
rivayetlerin nakledildiğini belirtmiştir. Fakat secdelerde bunu yapmazdı
ifadesi secdelere giderken ve secdelerden doğrulurken ellerin kaldırılmaması
gerektiğini gösterir. Dolayısıyla secdelerden ikinci rekata, dördüncü rekata ve
teşehhüdlere kalkarken de ellerin kaldırılmaması gerektiğini kapsamına alır.
Yani namazda ellerin kaldırılması ilk tekbir, rüku'ya gidiş ve rüku’dan
doğruluş ile sınırlıdır.
باب: الى أين
يرفع يديه.
85. Eller Nereye Kadar Kaldırılır?
-وقال
أبو حميد في
أصحابه: رفع
النبي صلى
الله عليه
وسلم حذو
منكبيه.
Ebû Humeyd şöyle demiştir: "Resûlullah s.a.v. ellerini
omuzlarının hizasına kadar kaldırırdı."
حدثنا
أبو اليمان
قال: أخبرنا
شعيب، عن
الزهري قال:
أخبرنا سالم
بن عبد الله:
أن عبد الله
بن عمر رضي
الله عنهما
قال: رأيت
النبي صلى
الله عليه
وسلم افتتح التكبير
في الصلاة،
فرفع يديه حين
يكبر، حتى يجعلهما
حذو منكبيه،
وإذا كبر
للركوع فعل مثله،
وإذا قال (سمع
الله لمن
حمده). فعل
مثله، وقال:
(ربنا ولك
الحمد). ولا
يفعل ذلك حين
يسجد، ولاحين
يرفع رأسه من
السجود.
[-738-] Abdullah İbn Ömer (r.a.) şöyle demiştir: "Resûlullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in namaza tekbir getirerek başladığını gördüm.
Tekbir getirdiği anda ellerini de omuzları hizasına kadar kaldırmıştı. Tekbir
alıp rüku'ya giderken ve rüku'dan başını kaldırıp (Semi'allahu limen hamideh)
diyerek doğrulurken de aynı şekilde ellerini kaldırırdı ve (Rabbena ve lekel
hamd) derdi. Fakat secde ederken ve secdeden başını kaldırırken bunu
yapmazdı."
AÇIKLAMA: İmam Buhârî'nin
kullandığı bu konu başlığına baktığımızda ellerin omuzlara tadar kaldırılması
gerektiği görüşünü çok kesin bir şekilde dile getirmediğini görürüz. Zira İmam
Buhârî'nin bâb başlıklarını koyarken takip ettiği metod; ihtiaflı konularda
kendisine göre daha güçlü olan delile dayanarak kesin ifadeler pullanmaktır.
Halbuki burada böyle bir yola başvurmamıştır. Fakat bâb başlığı altında sadece
ellerin omuzlara kadar kaldırılmasını ifade eden rivayete yer için onun da bu
görüşü tercihe şayan bulduğunu anlamaktayız.
İmam Şafiî'nin de aralarında bulunduğu âlimlerin çoğunluğuna
göre eller [omuzlara kadar kaldırılır.
Not: Ellerin
kaldırılması konusunda erkeklerle kadınlar arasında fark bulunduğunu gösteren
bir delil vârid olmamıştır. Ancak Hanefiler'e göre erkeklerin ellerini
kulaklarına kadar kaldırması gerekirken, kadınlar omuzları hizasına kadar
kaldırırlar. Çünkü ellerin omuzlara kadar kaldırılması kadınlar için daha
koruyucu ve daha uygun bir yoldur. Her şeyin en doğrusunu sadece Allah bilir.
باب: رفع
اليدين إذا
قام من
الركعتين.
86. İlk İki Rekatı Kılıp Teşehhüdden Kalkarken Elleri Kaldırmak
حدثنا
عياش قال:
حدثنا عبد
الأعلى قال:
حدثنا عبيد
الله، عن نافع:
أن
ابن عمر كان
إذا دخل في
الصلاة، كبر
ورفع يديه،
وإذا ركع رفع
يديه، وإذا
قال: (سمع الله
لمن حمده). رفع
يديه، وإذا
قام من
الركعتين رفع يديه،
ورفع ذلك ابن
عمر إلى نبي
الله صلى الله
عليه وسلم.
رواه
حماد بن سلمة،
عن أبوب، عن
نافع، عن ابن عمر،
عن النبي صلى
الله عليه
وسلم. ورواه
ابن طهمان، عن
أيوب وموسى بن
عقبة، مختصرا.
[-739-] Nâfi' şöyle demiştir: "Abdullah İbn Ömer namaza başlarken
tekbir getirir ve ellerini kaldırırdı. Rüku'a giderken, Semi’ allahu limen
hamideh deyip doğrulurken ve ilk iki rekatı kılıp kalkarken ellerini
kaldırırdı. Abdullah İbn Ömer Resûlullah'ın da böyle hareket ettiğini
söylemişti."
AÇIKLAMA: İmam Buhârî şöyle demiştir: "Başta
Abdullah İbn Ömer ve Hz. Ali olmak üzere on küsur sahabeden nakledilen ilk iki
rekattan kalkarken de eller kaldırılır' şeklindeki rivayetler sahihtir ve daha
önceki rivayetlerde geçen rükû ve rükû sonrası tekbirlerde ellerin
kaldırılmasına ek bir hüküm (ziyâde) İçermektedir. Aslında bu sahâbîler tek bir
namazın değil, pek çok namazın kılmışın! naklet-mişlerdir. Bu rivayetlerin bir
kısmı ise bazen diğerlerinde olmayan fazlalıklar ve ek hükümler içermektedir.
İlim ehlinin naklettiği rivayette geçen ek bilgi ve bu bilgiye dayalı hüküm ise
kabul edilir.
İbn Battal şöyle demiştir: "Ellerin kaldırılmasını kabul
edenlerin ikinci rekât kılınıp teşehhüdden kalkılırken ellerin kaldırılması
hükmünü İçeren ziyadeyi de kabul etmesi gerekir.
Hattâbî şöyle demiştir: "İmam Şafiî bu hükmü kabul
etmemiştir. Ancak onun bizzat koyduğu kurallar gereğince ziyâde içeren hükmü
kabul etmesi gerekirdi.
İbn Huzeyme şöyle demiştir: "İmam Şafiî bu hükmü zikretmiş
olmasa da ikinci rekattan kalkarken elleri kaldırmak sünnettir. Zira bu hükmü
İçeren rivayetin senedi sahihtir. Zaten İmam Şafiî 'bir konuda sünnet varsa
sünneti esas alın ve benim görüşümü atın gitsin' demiştir.